Kl. :66) 5. Sanık Abdullah ÖCALAN Esasa ilişkin savunmasında: Sanık, davanın esası hakkındaki savunmasının temelinde isyan gerçeği kadar sonuçlarının bilimsel ele alınışına ağırlık vermenin büyük önem taşıdığına inandığını belirterek, Cumhuriyet Başsavcılığının Esas hakkındaki mütalaasının iddianamenin bir özeti olup, kendisinin ilk savunmasından kapsamlı alıntılar yapmakla birlikte aynı sonuca gittiği, kişi ve örgüt olarak geçirilen değişimi samimi bulmadığı, bir çıkmazı ifade ettiği, dolayısıyla eylemlerin yoğunluğu, çokluğu ve halen manen de olsa örgütle bağının devamlılığını da belirterek TCK'nun 125. maddesiyle cezalandırmayı öngördüğünü, En üst resmi yetkililerce de son “Kürt isyanı “ olarak değerlendirilen PKK önderlikli bu isyanın gerçekten hangi tarihi geçmiş kadar toplumsal koşulların ürünü olduğunu değerlendirilmediği, olayları bireysel terör boyutuna indirmenin mantıklı olmadığı gibi yanlış sonuçlara ve çıkmazı derinleştirmeye götüreceğini, 1970 Türkiyesi’nin ciddi bir sosyal patlamayı yaşadığı, yasal düzeni zorladığı, hem 12 Mart 1971 hem de 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesiyle açığa çıktığını, yasallığın ciddi şekilde zorlanarak beraberinde 27 Mayıs askeri müdahalesi sonucu nisbi demokratik özelliği olan Anayasayı budamayı ve 1982 antidemokratik özellikleri yaygın olan Anayasanın getirilmesiyle sonuçlandığını, 1980 öncesi iktidar, muhalefet, sağ-sol tüm partilerin yasadışı ilan edilmiş olduğunu, PKK'nın da bu dönemin yasadışı bir hareketi olarak doğup ağırlıklı olarak Kürtlerin toplumsal gerçeğine dayalı iyi araştırma, propaganda ve giderek eylem hareketi olarak https://game2tr.online/2025/01/08/8p51o460z geliştiğini, çıkışın yasal değil meşru olduğunu, özellikle 1982 Anayasasına dayalı olarak geliştirilen “dil yasağı”na kadar varan ağırlaştırılan bir baskı sistemine karşı isyanın yasal olmamakla birlikte meşruiyetinin önemle göz önüne getirilmesi gerektiğini, temel sloganlarının “bağımsızlık ve özgürlük” olarak belirlendiğini ve buna göre genel program ve eylemliliğe yöneldiklerini, PKK'nın bu yaygın eylemliliğin başta gelen sorumlularından biri olmakla beraber, “Kürt sorunu“nun tartışmasını Ankara’da önünde bulduğunu, yine “Kürt hareketi” ile Kuzey Irak'ta olup bitenleri de öğrendiğini, bu iki yönlü etkilenmeden giderek etkileyen bir güç konumuna geldiğini, Özce, PKK'nın düşünce ve eylem olarak yasalar açısından ne kadar sorumlu tutulsa da, dayandığı toplumsal zemin, içindekilerin kişilik özellikleri, direniş tarzı ve uygulanan baskı biçimlerinin de sorumlulukta önemli pay sahibi olduklarını, demokratik bir toplumda ve devlet yapısında bu tür isyana yatkın toplum ve bireylerin bu yaygınlıkta ve şiddette ortaya çıkmayacaklarını, slogan ve programlarının böyle ayrılıkçı ve sert olmayacağını beyan ederek; PKK’da dönüşümün bir çıkmaz değil bir gereklilik olduğunu, Sovyet sisteminin 1990’lara doğru çözülüşünün en az 200 yıl önceki Fransız ihtilali kadar demokratik dönüşüm üzerinde etkide bulunma potansiyeli taşıdığını, başta doğu Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde demokratikleşme yönünde gelişmelere yol açtığını, nasıl Sovyet Ekim devriminin Türkiye’nin ulusal kurtuluşunda en önemli dış katkıya yol açmışsa, bu çözülüşün de yanı başındaki Türkiye ve diğer Türki Cumhuriyetler üzerinde soğuk savaş döneminden kalma ve demokratikleşmeyi zorlaştıran statükodan uzaklaştırma yönünde o kadar derinden olumlu gelişmelere yol açtığını, bu yıllarda tam bir demokratik hareketlenme sürecine çok sancılı da olsa girildiği, yasalara pek yansımasa da sosyal ve siyasal dokunun hızla kabuk değiştirdiğini, Kürt toplumunda da bunun adeta devrimsel bir biçimde “serhıldanlar” olarak yaşandığını, Kürt objektifliğinin yasal olmasa da fiili olarak devletin en üst kademelerinde tanındığını, bunun önemli bir demokratik adım olduğunu, PKK’nın dönüşüm gerçeğinden bahsederken, her şeyden önce dünya ve ülke çapında bu gelişmelere objektif olarak dayandıklarını, PKK’nın kuruluş yıllarının; soğuk savaşın katı ideolojik kamplara ayrılmış Kürt objektivitesini ağır bir inkar ve iradesizliği yaşadığı statükocu yıllar olduğunu, ayrıca anarşik yanı ağır basan, demokratikleşmeyi pek tanımayan gençliğin sağ-sol kamplara alabildiğine parçalandığı bir sürecin damgasını taşıdığını, hem program hem eyleminde bu yıllardaki dogmatik, ideolojik yaklaşımla, gençliğin radikal çıkışının derin izlerinin olduğunu, 1990’lar da dünya genelinde bir çok örgüt yapısında olduğu gibi Türkiye’nin partiler ve örgütsel yapısında da kaçınılmaz olarak dönüşüm yaşandığını, PKK’da da yaşanılan ağır çatışma ortamı nedeniyle bu yönlü gelişmelerin ortaya çıktığını, kendisinin bu yıllarda PKK program ve eski propaganda sloganlarını terk etmesi ve yeni arayışlara girmesinin bu nedenlerle bir çıkmazı değil bir kaçınılmazlığı ifade ettiğini, PKK’da örgüt ve eylem anlayışında bir iç savaş yaşadığının gerçek olduğunu, PKK’nın öncülük ettiği eylemliliğin düzenli ve temel stratejiye ve taktiklerine uygun bir gerilla benzeri savaş olarak geliştiğini söylemenin zor olduğunu, hele hele en üst düzeyde sorumlu olarak, çatışma tarzının kendisinin istediği doğrultuda geliştiğini sanmanın büyük yanlışlık olacağını, olsa olsa Kürt toplumsal gerçeğindeki ağır feodal yapının aşiret-aiIe, dinsel gerilik biçiminde parçalanma ve çelişkilerinin yüzyıllardan beri süregelen tortularının PKK içinde can bulması ve kendini konuşturmasıdır demenin daha doğru bir sosyolojik değerlendirme olacağını, katılım gösteren herkesin kendine göre “kanun benim” anlayışından hareket ederek feodal kurallara bile ters gelen bir çok tutum ve eylem içine girdiklerini, özellikle 1987’de köy korucularına yönelim adı altında hiç yönelinmemesi gereken sivillere ve bu arada kadın ve çocuklara, çatışmalarla ilgisi olmayan kişilere yönelim olduğunu, tam bu noktada PKK’nın sınırlı da olsa ideolojik ve siyasi yanları bir tarafa bırakılarak “aydınlar kaybetti”, “köylülük iktidar oldu” adı altında partinin gerçek özünü tasfiye edip ele geçirdikleri olanakları hem partinin gerçek temsil gücünü hem de halkı bireysel etkileri altına almak için bir iç çatışmayı dayattıklarını, kendisinin bunu temelde öncülük eden kişiler nedeniyle “dörtlü çete” olarak tabir ettiğini, 1987-1997 arasında bu temelde şiddetli bir savaş verdiğini, bunun şüphesiz genel sorumluluğunu kaldırmayacağını, ama ahlaki, siyasi, örgütsel ve eylemsel tavrının anlaşılması açısından büyük önem taşıdığını, PKK’yı en zor duruma düşüren eylemlerin daha çok bu süreçte ve kontrolü kendi ellerinde tutan bu tip şahıslar eliyle işlendiğini, bu tip şahısların kırsal alanın kendilerine sağladığı avantajları iyi kullanarak bildiklerini uyguladıkları ve çoğunlukla yalanla üstünü örttüklerini, bu hususların resmi devlet raporlarında da yoğunca görülmekte ve değerlendirilmekte olduğunu, bu kişilerin sırf etkili olmak için en yanıbaşındaki yoldaşını, halktan yardımcı dostlarını bile ucuz bahanelerle cezalandırmaktan geri kalmadıklarını belirterek, Esas hakkındaki mütalaada 1990’lı yıllar madem böyle bir iç mücadeleyi yaşadığı halde neden en çok tahribat ve kayıpların yaşandığına dayalı kapsamlı bir liste verildiğini, çatışmaların en çok içte ve dışta bu yıllarda yoğunlaştığı göz önüne getirildiğinde sorunun cevap bulacağını, özellikle 1993-1996 devlet bünyesinde de kontrolden çıkmanın yaygın yaşandığı, bir çok faili meçhul kayıplarda bu durumun önemli payı bulunduğu, devletin gücünün yasadışı kullanıldığının resmi “Susurluk Raporu”nda açıkça dile getirildiğini ve halen açığa çıkmamış bir çok çete odağından bahsedildiğini, “30.000 kişinin katili, bebek katili” gibi sıfatların adaletsiz ve gerçek dışı bir yaklaşım olup reddettiğini, eri başta gelen sorumlulardan olduğunu, ama tek sorumlu olmadığını, Cumhuriyetin kuruluşundan beri Türkiye’nin, içte demokratikleşmeme, dışta da gücüne göre önderlik edebilecek rolünü oynamamasında Kürt sorununda gereken bilimsel demokratik yaklaşımı gösterememenin temel neden olduğunu, çıkmaz ve çatışmada ısrarın gelecek yüzyılın da kaybı olacağını, eğer klasik anlamda Kürt sorununun demokratik ve kültürel yaklaşımdan uzak ele alınması halinde bu çıkmazın, dolayısıyla çok güçlü bir alt yapı kazanmış çatışma ortamının derinleşerek devam edeceğini, bu durumda; 1. Askeri silahlı çatışmanın kurumsallaşarak devam edeceği, PKK’nın düşük ve orta düzeyde bir savaşı rahatlıkla sürdürebileceği, ordunun da daha fazla bu işe girerek geçen 15 yılın çok ötesinde önümüzdeki yüzyıla yayılabileceğini, 2. Başta bölge Kürtleri olmak üzere Ortadoğu ve dünya Kürtlerinin çeşitli ve sıraladıkları stratejik güçlerce yönlendirilerek Türkiye karşıtlığının geliştirileceği, savaş ve çıkmazın derinleşmesinin belki de Türkiye’yi hedef haline getireceği, başta komşu ülkeler olmak üzere Türkiye ile sorunu olan herkesin hem kendi Kürtlerini hem de yoğun mültecilikle yanına çektiklerini politize edip çıkarları için kullanacaklarını, 3.Çıkmaz ve çatışmanın derinleşmesinin ekonomik faturayı daha da ağırlaştıracağını, 4.Eğitim ve kültürel gerilemenin kaçınılmaz olduğunu, 5.Çıkmaz ve çatışmanın süregitmesi, Türkiye’nin özellikle demokratik gelişmesini nasıl şimdiye kadar frenlemiş ve çarpıtılmışsa, bu haliyle artarak devam edeceğini, devlet yapısında arzulanan demokratik yönlü değişimlerin olmayacağını, 6.Mevcut çıkmazın dış politika üzerinde de etkili olduğunu, özellikle Avrupa’nın kendi çıkarlarına dayalı demokrasi gerekçelerini göstererek istediği gibi davranmakta olup AB’ye bu nedenle girilemediğini, sorunun demokratik bir tarzla aşılamamasının nasıl içeride büyük olumsuzluklara yol açıyorsa dışa doğruda istenilen atılıma da imkan vermediğini beyan ederek Sorunlara demokratik çözümün Türkiye’nin kazanılmış geleceği olabileceğini, özce geleceğin olası çözüm sonuçlarının; 1. Kürtlerin demokratik Cumhuriyetle bütünleşmesi geliştikçe bunun askeri anlamda da karşı tehditten stratejik bir güç kaynağına dönüşeceğini, içte ve dışta PKK’nın askeri savaş olanaklarının çözümle birlikte Türkiye’nin hizmetine gireceğini, karşılığında verilenin ise artık dünyanın her tarafında verilen doğal demokratik ve kültürel haklar olacağını, kolay ve en masrafsız çözüm derken bunu kastettiğini, “en kolay ve en zor barış” deyiminin burada kendini gösterdiğini, dev boyutlu askeri masraflardan kurtulma, acı ve kayıpların durması, başka bir çok güce tavizkar olmamak kadar karşılarında güçlü pozisyonda olma, içte tıkanmanın aşılmasıyla çok güçlü ekonomik, sosyal, siyasal, -kültürel gelişme süreçlerine girme, dış politikada başta Avrupa olmak üzere bir çok mevzie girme ve gerçekten bölgede lider ülke konumuna yükselmenin bu çıkmazdan ve çatışma ortamından kurtulma ile yakından bağlantılı olduğunu, Türkiye’nin stratejik olarak tehlike arzeden birçok odaklar karşısında çözümle birlikte güç kazanmasının işin can alıcı özünü teşkil edip geleceğin kurtarılması derken bunu kastettiğini, 2. PKK’nın askeri sorun olmaktan çıkmasının Kürt sorununun siyasal çözümünün yolunu açacağı ve beraberinde siyasi sorun olmaktan çıkması anlamına da geleceği, devletin bütünlüğünü ve birliğini zorlamaktan ona güç verme sürecine girileceğini, devletle demokratik bütünleşme yolu açıldıkça devlete karşı konumun aşılacağını, PKK’nın tüm iç ve dış merkezleri ile kurumlarının anlamsız hale gelerek tehlike olmaktan çıkacağını, 3. Çıkmazda ve çatışma sürecinde ileri çapta devlete yabancılaşmış, ters düşmüş Kürt halk yığınlarının da bu Çözüm tarzıyla rahat kazanılacağı, Kürtlere uzanacak barış ve dostluk elinin büyük birlikteliğe ve kaynaşmaya götüreceğini, 4. Sorunun çıkmaz ve çatışma sürecinden kurtulmasının ekonomik olarak gelişmenin önünü alabildiğine açabileceğini, 5. Türkiye’nin siyasi koşullarında ve Anayasal hukukunda Kürt sorununun en pratik çözümünün demokratik ve kültürel haklarını kullanmadan geçtiği, çıkmazın böyle aşılacağı ve şiddetle artık bir yere varılamayacağının dava dolayısıyla daha iyi anlaşılmış olduğunu, demokratik ve kültürel kimliğin iyi anlaşılması gerekli olup siyasi kimlikten farklı olduğunu, daha çok devletle özgür yurttaş ve özgür toplum temelinde demokratik birliği ifade ettiğini, 6. Cumhuriyetin kuruluşundan beri demokratikleşmenin bir engeli haline getirilen ve gittikçede ağırlaşan sorunun demokratik çözümünün en çok Türkiye genelinde siyasi yapının da demokratikleşmesinde kilit rol oynayacağını, 7. İç çıkmaz ve çatışma ortamının demokratik çözüm yolunun en çarpıcı etkisini dışa açılımda göstereceğini, ağır ekonomik ve siyasal sorunlarını çözmüş güçlü ekonomik ve demokratik yapısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politika adımlarının daha başarılı sonuç vereceği, en başta AB'ne üyeliğin sorun olmaktan çıkıp bunun gerçekleşeceğini beyan edip, Sonuç olarak; İmralı sürecinin tarihi bir başlangıç olabileceğini, uzun bir tarihi süreçten gelen ve gerçekten önemli toplumsal nedenleri olan bu isyanların doğru bir değerlendirmesinin yapılarak çıkarılacak dersler ışığında PKK önderlikli son “isyan hareketi”ni gerçekten “son” haline getirmek mümkün ve gerekli olup savunmalarında bunun gerekçelerini ortaya koymaya çalıştığını, sorunların çözüm yolunun artık demokratik sistemin geliştirilmesinden ve çizilecek çerçevesinden geçtiğini, bu konuda savunmasında alıntılar yaptığı Anayasa Mahkemesi Başkanının 37. kuruluş yıldönümünde yapılan konuşmasının umut verici olup, demokratik ve kültürel haklarında temelini teşkil ettiğini ve çözüm yolunu gösterdiğini, girilen doğrultunun bu olduğunu, demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve onun demokratik Anayasasının bunun somut ifadesi olacağını beyan etmiştir.Twitter, Instagram ve Telegram gibi platformlar üzerinden yapılan duyurular sayesinde kullanıcılar, güncel giriş adresine anında erişim sağlayarak siteye giriş yapabilirler. Ödeme yapan bahis siteleri arasında ilk sırada yer alan Betist bahis sitesinin, finansal gücü epey yüksektir. Lokasyonunuz Avrupa ve Asya kıtasında yer alıyor ise 18 yaşından büyük olmanız kayıt olma açısından gereklidir. Bu siteler, güvenilirliği, oynanabilirliği ve bonus seçenekleri açısından diğerlerinden ayrılır. Bu sitelerde geniş oyun seçenekleri ve çeşitli ödeme yöntemleri bulunur. Site, slot deneme bonusu veren siteler arasında en yüksek bonus miktarına sahiptir. Sonrasında yaptığınız yatırımlar için hoşgeldin bonusu, kayıp bonusları, bedava dönüşler, sadakat programları gibi birbirinden farklı bonus çeşitleri sunulur. Çoğu slot oyunu, ücretsiz dönüşler, yüzde olarak belirlenmiş bonuslar veya özel semboller sunar. Bedava Dönüşler: Belirli bir oyunda kullanabileceğiniz bedava dönüşler, ekstra şans elde etmenizi sağlar. Bu bonuslar, daha fazla kazanma şansı elde etmeniz için size ekstra avantajlar sunar. Bu konuda yapmanız gereken güvenli şekilde arzu ettiğiniz siteye giriş yapmak ve daha sonra kayıt ol bölümüne bağlanarak üyelik işlemini tamamlamaktır. 4. Bonusu kullanarak elde ettiğiniz kazançları çekebilmeniz için, sitenin belirlediği çevrim şartlarını tamamlamanız gerekmektedir.
Vaycasino 213
Site hakkında merak ettiğiniz herhangi bir konuda danışabilmek için destek ekibine mesaj atabilirsiniz. Müşteri Hizmetleri: En güvenilir slot siteleri, müşterilerine 7/24 destek sunarlar. Casino oyunları üzerine hizmet sağlayan bu siteler, önemli altyapı sistemleri ve güçlü sağlayıcılar üzerinden destek veriyor. Dünya çapında kurumsal bir hizmet sağlayan casino siteleri aynı kurumsal yapıyı Türkiye’ye taşımış durumdalar. Bu makalede, size en üstün slot oyunları sunan güvenilir platformları tanıtacağız. Böylelikle kullanıcılar, siteye para yatırmadan önce oyunları deneyerek sitenin kalitesini ve hizmetlerini test etme imkanı bulurlar. Bedava slot deneme bonusu veren siteler, oyuncuların bahis yapmadan önce oyunları deneyerek site hakkında fikir edinmesini sağlar. En iyi slot sitelerini keşfettiniz, güvenilir slot sitelerini öğrendiniz, bonuslardan haberdar oldunuz ve online slot oyunlarının keyfini çıkardınız. En İyi Slot Siteleri Nasıl Belirlenir? En iyi slot siteleri, güvenilirlik, oyuncu geri bildirimleri, oyun çeşitliliği, bonuslar ve müşteri hizmetleri gibi faktörlere göre belirlenir. Slot oyunlarının keyfine varmak için güvenilir siteleri tercih etmek önemlidir. Yatırım şartsız deneme bonusu veren siteler, genellikle güvenilir sitelerdir. Slot bonusları arasında, hoş geldin bonusları, para yatırma bonusları ve ücretsiz spinler yer alır. En iyi Türk casino siteleri arasından seçim yapmak için, güvenilirlik, oynanabilirlik ve bonus seçeneklerine dikkat etmek önemlidir. Özellikle, bahsegel güncel giriş Bets10 ve Superbetin, Türkiye’deki en popüler online slot sitelerindendir.
Türkiye’deki tüm slot sitelerine internet üzerinden erişebilirsiniz. Tüm slot sitelerine nasıl erişebilirim? Popüler tüm slot siteleri arasında ünlü sitelerin yanı sıra yeni açılan siteler de bulunmaktadır. Kullanıcı bilgilerini koruma altına alan güçlü güvenlik önlemleri alır ve adil oyun politikalarına uyar. Deneme bonusu vermeyen bazı siteler diğer bonus türlerini yüksek tutarak ya da farklı kurallarla kullanıcı çekmeyi amaçlar. Casino Deneme Bonusu Türleri nelerdir? Çoğu oyun, bedava spinler ve bonuslar sunarak, kazanç şansını artırır. Slot oyunları, online casinolarda birçok avantaj sunar. Yeni Çevrimiçi Slotlar:Dünya çapındaki oyuncular tarafından sevilen bu holiganbet güvenilir mi popüler ücretsiz slotlarda makaraları döndürün. Bu tür bonuslar, oyuncuların hesaplarına yatırdıkları miktarın belirli bir yüzdesini geri almasını sağlar. Bu bonuslar, oyuncuların oyunlarda daha fazla şansı ile daha kazançlı bir deneyim yaşamalarına yardımcı olabilir.
Ayrıca bu bonuslar sayesinde oyuncular, slot oyunlarını deneyimleyerek daha fazla kazanç elde etme şansı yakalar. Slot oyunlarında kazanç elde etmek için şansınızı denemeniz ve doğru stratejileri kullanmanız önemlidir. Slot deneme bonusu veren siteler, oyunculara farklı sayıda bedava dönüş hakkı verir ve bu dönüşler genellikle belirli bir süre içinde kullanılmalıdır. Bu siteler aynı zamanda oyunculara adil oyunlar ve sağlam ödeme yöntemleri sunarlar. Slot bonusları, oyuncuların kazançlarını artırmasına yardımcı olabilecek harika bir seçenektir. Bu kriterler göz önünde bulundurulduğunda, en güvenilir slot siteleri seçilebilir. Bu rehberde, Türkiye’deki en güvenilir ve popüler tüm slot siteleri hakkında sizlere bilgi vereceğiz. Sitemizde bulunan rehberimizde en güvenilir ve popüler tüm slot sitelerini bulabilirsiniz. Oyunun kuralları her slot oyununda farklı olabilir, ancak genellikle düğmeleri kullanarak bahis yapar ve makaraları çevirirsiniz. Yüksek oranlarıyla olduğu gibi oyun çeşitliliğiyle de dikkat çeken sitede bu şekilde görüşme yapılmadan önce departman seçilmesi gerekmektedir. Ayrıca bahis sitesinin bonusları ve yüksek oranlarıyla kazanç sağlama imkanları büyük ölçüde üyelerin tarafında olduğu görülmektedir. Bu yazımızda deneme bonusu veren bahis ve casino siteleri, verilen bu bonusların kuralları ve bu bonusları kullanmanın avantajları hakkında bilgi vereceğiz. Bonus yatırımsız nasıl bulunur ve hangi siteler vermektedir ve çevrim şartları nelerdir bu konuya biraz değineceğiz. Çünkü güçlü bahis şirketleri bilgi doğruluğuna ve güvene çok fazla önem vermektedir. Genellikle bu türden işlevsellikler iletişimi güçlü kılabilmek adına bonus çevrim şartlarını güncel ve başarışı bir hale getirebilmektedir.
Ancak, sürekli değişen erişim adresleri nedeniyle kullanıcıların, Betosfer261 giriş linki gibi güncel bilgilere erişimi https://trplayoyun.online/2025/01/08/2-baywin kritik öneme sahiptir. Güvenli Ödeme Seçenekleri: Kullanıcılara farklı ödeme yöntemleri sunarak güvenli işlemler yapmalarını sağlar. Geniş Oyun Yelpazesi: Spor bahisleri, slot makineleri ve masa oyunları gibi çeşitli seçenekler. Zengin Oyun Seçeneği: Spor bahisleri, casino oyunları, canlı casino ve sanal oyunlar gibi birçok alternatif sunar. Sanığın samimi olarak ülkeyi bölme amacından vazgeçmemesi, kendiliğinden, gelip teslim olmaması, Kolluk Gücü görevlilerince yurtdışında, Kenya’da yapılan bir operasyon ile yakalanıp getirilmiş bulunması, PKK terör örgütü hakkında örgütü zayıflatıp, çökertecek nitelikte herhangi bir bilgi vermemesi, 20 yılı aşkın bir süredir PKK örgütünün fiilen genel başkanlığını yürütmesi, bu süre https://game2tr.online/2025/01/08/46la2scfyi boyunca binlerce eylemin gerçekleştirilmiş olması, dolayısıyla eylemlerin yoğunluğu ve sürekliliği, bebek, çocuk, kadın, ihtiyar ayırımı gözetilmeden binlerce masum insanın öldürülmüş olması, amaç suç için işlenen vasıta suçlardan yüzlercesinin ölüm cezasını gerektirmesi, bu eylemlerin ülke için ciddi, yakın ve büyük tehlike teşkil etmesi, ceza adaletinin sağlanması ve hak ve nesafet kuralları gözetilerek sanık hakkında TCK'nun 59’uncu maddesinin tatbik edilmesi uygun bulunmamıştır.
Holiganbet telegram
Bet, birçok insanın hem eğlence hem de heyecan kaynağıdır. Yapılan çalışmalarda Olgun Peker’in futbol camiası içerisinde son derece etkin konumda bulunduğu, futbolcu transferlerinde söz sahibi olduğu, bunun yanında birçok cebir ve tehdit içerikli suç faaliyetleri içerisinde yer aldığı, özellikle Giresunspor kulübünün yönetimini ele geçirmeye çalıştığı, Giresunspor başkanlığı için yapılan seçimlerde Giresun’da bulunan adamları vasıtasıyla seçimi yönlendirmeye çalıştığı ve desteklediği Ömer Ülkü’nün Giresunspor başkanı olmasını sağladığı anlaşılmış, bu durum üzerine 27.12.2010 günü Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü hakkında da iletişim tespiti ve kayda alınmasına başlanmıştır.
2 - Sanığın eylemlerinin yoğunluğu ve sürekliliği, bebek, çocuk, kadın, ihtiyar ayırımı gözetilmeden binlerce masum insanın öldürülmüş olması, amaç suç için işlenen vasıta suçlardan yüzlercesinin ölüm cezasını gerektirmesi, bu eylemlerin ülke için ciddi yakın ve büyük tehlike teşkil etmesi, ceza adaletinin sağlanması, hak ve nesafet kuralları gözönünde tutularak sanık hakkında takdiren TCK'nun 59. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına. Yukarıda gösterilen Anayasa ve Usul Yasası kuralları karşısında Mahkememizin geleceğe dönük, siyasal ve sosyal sonuçlar doğuracak şekilde karar vermesi mümkün değildir. Adı geçen ülkelerde yaşayan bütün islami unsurlar birbirlerine karşı saygı ve fedakarlık duyguları ile dolu ve ırki, toplumsal ve coğrafik haklarına bütünü ile saygılı özkardeşlerdir.” şeklindeki hükümlere yer verilerek, kurulacak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ırk esasına dayandırılmamasının amaçlandığını, bilahare ırk esasına dayanmama prensibinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasalarında da aynen muhafaza edildiğini, PKK tarafından başlatılan terör eylemlerinin bir bağımsızlık hareketi olarak kabul edilemeyeceğini, çünkü kendi toprakları üzerinde egemenlik iddiasında bulunan güçlerle savaşmanın ancak bağımsızlık mücadelesi sayılabileceğini, oysa PKK terör örgütünün hedef olarak gösterdiği toprak parçasının Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliği altında bulunduğunu, ayaklanma, başkaldırı ya da isyan şeklini alan bu hareketin devlet güçlerine yöneltilerek devletin otoritesini zayıflatmayı, sonuçta ülke topraklarını ve millet bütünlüğünün parçalanmasını, zayıflatmayı, sonuçta ülke topraklarını ve millet bütünlüğünün parçalanmasını amaçladığını, bu açıdan bu eylemlerin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 3. maddesindeki “Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” ilkesi, 14. maddesinde belirtilen hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmaması hükmü ile bağdaşmadığını ve tümü ile TCK'nun 125. maddesinde müeyyidesini bulan devletin birliğini bozmağa veya devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya kalkışmak suçunu oluşturduğu, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu hükümlerine göre PKK'nın bir terör örgütü, mensuplarının da terör suçlusu sayılacağını, uluslararası hukukta da terörizmin her koşulda yasaklanıp ciddi bir insan hakları ihlali olarak kabul edildiğini, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ile İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme’de, sonuçta terör suçlarının insanlık suçu olarak kabul edildiğini, 1989 AGİK Viyana Kapanış Belgesi, 1990 Paris Şartı, 1992 Helsinki Bildirisi ve 1993 Viyana İnsan Hakları Dünya Konferansı Deklarasyonunda terör suçlarının ve bu suçlara katılan ülkelerin kınanacağı, hiçbir şart altında teröre hak verilmeyeceği, devletlerin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğünü ihlal eden faaliyetlere karşı savunmada işbirliği yapılacağı, terörün her ülkede suç sayılacağı, terör tehdidinin ortadan kaldırılması için işbirliği yapılacağı hususlarında karşılıklı anlaşmaya varıldığı, bu bakımdan gerek ulusal ve gerekse uluslararası hukuk açısından sanık Abdullah ÖCALAN’ın terör suçu sanığı olduğu, Cenevre Sözleşmesi hükümlerine göre savaş suçlusu statüsü verilmesi yönündeki istemlerin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığı, PKK'nın başlattığı ayrılıkçı-terör eylemlerini önlemek, mensuplarını yakalandığında yargılamak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel görevi olduğunu, PKK'ya uluslararası anlaşmalara göre bir taraf statüsü tanınmasının mümkün olamayacağını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin insan haklarına saygılı, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu, bölge ve ırk ayırımı yapılmaksızın, konuştuğu dile bakılmaksızın herkese yasaların eşit şekilde uygulandığını, Anayasa ve Yasaların tanıdığı hak ve özgürlüklerden herkesin yararlandığını, nitekim Anayasa’nın 10. maddesinde bu ilkenin yer aldığını, PKK terör örgütünü fiilen kuran, gizli ve açık şekilde verdiği yazılı ve sözlü talimat ve emirlerle sev ve idare eden, yöneten sanık Abdullah ÖCALAN’ın fiil ve hareketinin TCK'nun ayrı ayrı bölümlerinde her biri ayrı ayrı suç sayılan şahıslara karşı işlenen mal, kamunun düzeni ve güvenliği ile geleceği, adliyenin şahsiyeti, devlet idaresi ve hürriyet aleyhine işlenen suç kapsamında olduğu gibi, bunların tamamını içine alan, bünyesi içerisinde toplayan ve mahiyeti gereği devletin şahsiyetine karşı cürümler başlığı altında düzenlenen TCK'nun 125. maddesindeki suçun unsurlarını oluşturacağını, Sanığın 1990 yılından sonra sivil kesimlere karşı hiçbir saldırıda bulunulmaması talimatı verdiği, bu yönde gelişen az sayıdaki olayların kendi inisiyatifi dışında ve bölge sorumlularınca geliştirildiği, bundan acı duymakla birlikte önleyemediği yönündeki savunmasının bir an için doğru olduğu kabul edilirse ve samimi düşüncesi olduğu varsayılsa bile yasadışı olan ve silahlı faaliyetleri ile uzun süredir devamlı terörü canlı tutarak amacına ulaşmak isteyen, Türk Ulusu’na yurtiçinde ve dışarıda acı veren, kin, nefret duygularını uyandıran PKK'nın dosya içerisinde mevcut resmi verilere göre 15.02.1999 tarihine kadar gerçekleştirdiği eylemlerin bu savunmayı doğrulamadığını, nitekim PKK'nın kurulduğu tarihten sanığın yakalandığı 15.02.1999 tarihine kadar düzenlediği 6036 saldırı olayından 4057'sinin, devlet güçleri ile giriştiği 8257 silahlı çatışmadan 6057’sinin, 3071 bombalama ve patlatma eyleminden 2403'unün, 388 gasp olayından 298’inin, 1046 adam kaçırma olayından 934’ünün, 567 yasadışı gösteri olayından 329’unun 1993 yılından sonra gerçekleştirilmiş olması, keza KK terör örgütü tarafından öldürülen ya da şehit edilen 4472 T.C.
Connected News:
- madridbet 731
- betonred kod bonusowy
- 22bet casino download
- dinamobet hızlı giriş
- canlı casino siteleri listesi
jojobet kayıp bonusu alma https://oyunoyna4.online/2025/01/08/gece-casino casino slot demo yeni açılan bahis siteleri
Bir yanıt yazın